Pages

13 Ağustos 2013

ERDEMLİ\YAĞDA

Gönderen bengibi benimgibi zaman: 22:52
Bayramda ikinci durağımız ailemin yazlarının bir kısmını geçirdiği Yağda Köyü'ydü. Mersin çok sıcak ve nemli bir iklime sahip olduğu için imkanı olanlar yaylalara çıkarlar. Annemler, tatillerinin yayla kısmını tamamlayıp deniz kısmına geçmek üzereler :) az sonra yayınlayacağım resimler yaylamızdan görüntüler olacak...

 Bizimkiler bu yıl ekim dikim işine girdiler :) ekim dikim işi dediysem öyle alabildiğine değil. Daha çok ihtiyaçlarını karşılamak ve sabahları gözlerini yeşile açmak için... nanenin, marulun arasına ceviz, kiraz, elma ve armut ağacı da serpiştirmişler... inşaallah emeklerinin karşılığını görmeyi nasip eder Rabbim... günde  3 kez yokluyorlar ürünleri :) haksız da değiller insan duramıyor yerinde... görünce, ufacıcık büyüdüğünü farkedince insan neşeleniyor :) bizim yaşadığımız hazzı bağ-bağçe işlerinden hoşlananlarınız da yaşacaktır diye umuyorum... buyrun efendim...




 Bunlar evimizin önündeki çiçekler... annem ve babam biz gelene kadar açsınlar diye kendilerine göre stratejiler uygulamışlar :) annem severek babam ise "bişey olmaz bunlardan" diyerek galeyana getirmiş :) hangisi tuttu bilmiyorum ama işe yaradığı bir gerçek :)


Bunlar da komşunun kapısının önündeki çiçekler... şunların narinliğine ve güzelliğine bakar mısınız...




 






 Veeee naneler... naneler o kadar güzel olmuş ki en fazla resmini çektiğim onlar oldu... üzerindeki çiğ damlalarını farkettiniz mi?
 

 Henüz büyümeye çalışan rokalar... ben sevmesem de pek çok seveni var :)




 
Hani "sihirli fasülye masalı" vardır ya bu bizim böğrülce dediğimiz bitkinin göğe uzanışını görünce o aklıma geldi :) hala unutmamışım böyle bir masal olduğunu. Bu da benim payıma düştü  :) Gerçi bu fasülyeye benzer bitkinin böğrülce olmadığı rivayetleri var, rodos fasülyesi olma ihtimali de var ama... netice meyve verdiğinde netleşecek nasıl olsa :)



 Ceviz ağacını bu şekilde görüntülemek benim için büyük şans oldu. Kocam arada sırada "olmayacak böyle sana profesyonel bir makine alalım" diyor güzel anları yakalama hevesimi gördükçe...
 Bunlar ise büyümeye çalışan ceviz fidanı ve yeşil soğanlar...


Efendim babamın uyarısı üzerine bir yanlışımı düzeltmeye geldim :) benim aslında armut ağacı sandığım bu ağaç hurma diğer bir ismiyle Trabzon hurması ağacıymış. Elma büyüklüğünde olan turuncu bir meyve...

Belki de bir çoğumuz domatesin nasıl yetiştiğiniz bilmiyoruz... ben dayanamayıp erken de olsa kopardım bir tane... napıyım? çok güzel kokuyorlardı :)


İşte bahsi geçen fasülyeler... henüz çiçek aşamasındalar...


Dalından koparılıp yenen biberin tadını biliyor musunuz? ben biliyorum :)





 Katran Ağacı...




 

 Evimizin hemen yanındaki Katran Ağacımız. Ağacımız diyorum çünkü babamın amcası 92 yaşında vefat etmiş ve babamın anlattığına göre aynı amcamızın dediği şu idi " ben 7 yaşındayken bu ağaç yine böyleydi" nerden baksanız 200 senelik ağaç bu Katran Ağacı... bizim damımız konumunda :)



 
"Bu kadar bitki içerisinde bu da nerden çıktı" dediğinizi duyar gibiyim :) ama bahsetmeden geçemeyeceğim... bizim yaylanın milli tatlısıdır "kıstarmaç"... adının ilginç olduğuna katılıyorum :) aslında çok basit; iki bisküvi arasına inceltilerek yerleştirilmiş lokum... gelen misafire mutlaka ama mutlaka ikram edilen bir atıştırmalık... belki eskiden köy yerlerinde yokluktan ileri gelen bir adet... ama bizim gözdemiz :) şimdilerde 6 yaşında olan yiğenim İrem'in bile gözdesi... "anneanne bana kıstırmaç yapar mısın?" diye sık sık istekte bulunması her ayrıntıyı unutsa da kıstırmaçı unutmadığının bir kanıtı :)... siz de deneyin eminim ki hoşunuza gidecek...



0 yorum:

Yorum Gönder

 

ben gibi benim gibi...hayat gibi... Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review